Fas’taki testlerini tamamlayan Audi RS Q e-tron E2 yarış gününü bekliyor
Audi Sport, ilk rallisine, rallinin gerçekleştirileceği Fas’ta hazırlandı. Markanın geçtiğimiz günlerde tanıttığı Audi RS Q e-tron E2 ile katılacağı ralli öncesinde gerçekleştirilen testlerde, takımın pilot ve co-pilotları modelin ikinci evriminin zorlu koşullardaki performansından son derece memnun kaldılar.
Audi tarihinin en önemli projeleri arasında yer alan Audi RS Q e-tron’un bir dizi geliştirmeyle hayata geçirilen ikinci evrimi; RS Q e-tron E2, Ekim ayında gerçekleştirilecek ralli için hazırlıklarını Fas’ta tamamladı. Dakar Rallisi öncesinde yeni modelde gerekebilecek geliştirmeleri belirlemek ve takımları yeni gelişmelere alıştırmak amacıyla, her pilot ve co-pilot eşleşmesine üçer gün olmak üzere dokuz günlük bir test programı gerçekleştiren Audi Sport, ağırlık azaltımı, kullanılacak süspansiyonun kurulumu gibi konularda da gözlemler gerçekleştirdi. Testlerde araçtaki tüm sistemlerin ve elektrikli tahrikin bir yıl önce gerçekleştirilen testlere oranla çok daha sorunsuz çalıştığı görüldü.
Aracın ve ekiplerin sınırlarını zorlayan 40 dereceye yaklaşan sıcaklık, kullanılan tekteknolojilere büyük bir yük bindiren çok daha kırıcı bir test parkurunda yapılan testler sonucunda araçlarda sadece tamire ihtiyaç duyulan küçük hasarlar oluştu. Audi Sport, Fas’ta gerçekleştirilen testlerde toplam 4.218 kilometre yaptı. Avrupa’daki önceki testlerle birlikte Audi RS Q e-tron E2, toplam 6.424 kilometrelik mesafeye ulaşmış oldu. Takım iki haftadan kısa bir süre içinde ilk ciddi sınavına çıkacak; Mattias Ekström/Emil Bergkvist, Stéphane Peterhansel/Edouard Boulanger ve Carlos Sainz/Lucas Cruz, 1 – 6 Ekim tarihleri arasında Fas’ın güneybatısında düzenlenecek olan Fas Rallisi’nde mücadele edecekler.
Takımlar, test süresince aracın çok daha hafiflemiş olduğunu ve bunun son derece olumlu sonuçlarına tanıklık ettiler. Yalnızca ağırlığın değil, aynı zamanda ağırlık dağılımının da artık daha iyi olduğunu söyleyen Carlos Sainz, “Bu durum aracın daha az drift yapmasını sağlamış. Daha çevik hissettiriyor ve kontrol etmesi çok daha kolay.” diye bilgi verdi. Stéphane Peterhansel de “Uzun ve hızlı virajlarda daha az merkezkaç kuvveti olur. Bu yüzden köşenin içinde kalmak gerekir. Yeni araçla bu çok daha kolay. Aynı şekilde oturma pozisyonumuz da eskisinden daha iyi.” şeklinde yorum yaptı. Takımın bir diğer pilotu, pistte ve rallikrosta başarılı bir kariyerin ardından off-road mücadelelerinde henüz yeni olan Mattias Ekström ise, takımdaki iki Dakar şampiyonunun bilgi birikiminden yararlandığını söyledi. Ekström “Carlos’ ve Stéphane’nin deneyimi, bize çok yardımcı oluyor. Burada başarı için önemli nokta asfalt parkurlarda olduğu gibi tur zamanlarıyla ilgili değil, öngörülebilir bir araca sahip olmakla ilgili. Daha düşük ağırlığa ek olarak, geliştirilmiş aerodinamik de hemen fark ediliyor. Özellikle yüksek hızlarda olumlu etki sağlıyor.” dedi.
Audi Sport mühendisleri, geliştirmeler sırasında sadece pilotların koşullarını göz önünde bulundurmamışlar. Üç co-pilot için de optimize edilmiş bir ortam sağlamışlar. Karmaşık sistemleri daha kolay kullanabilmeyi istediklerini söyleyen Emil Bergkvist, “Yeni evrim bu isteğimizi ideal şekilde karşılıyor. Bazı durumlarda, sistemler artık manuel müdahaleye gerek kalmadan uyarılara yanıt veriyor.” dedi. Kokpitteki ergonominin çok daha iyi ve çeşitli kontrollerin mantıksal olarak yeniden gruplandırılmış olmasının dikkat çekici bir geliştirme olduğunu söyleyen Lucas Cruz da “Bu durum bize son derece yardımcı oldu. Daha iyi konsantre olmamızı sağlıyor ve bize asıl görevimiz olan navigasyon için daha fazla zaman veriyor.” diye konuştu. Takımın bir diğer co-pilotu olan Edouard Boulanger için ise geliştirmelerdeki başka bir yön çok önemli: “Araç öncekinden çok farklı hissettiriyor. Daha düşük ağırlık, amortisör kurulumu açısından biraz daha rahat hareket edebileceğimiz anlamına geliyor.” dedi.