Yeni Mercedes EQE Türkiye’de
Mercedes-EQ markasının lüks sedanı EQS’in ardından, elektrikli araçlara özel EVA2 adındaki elektrik mimarisine dayanan bir sonraki modeli Yeni EQE, IAA MOBILITY 2021’deki dünya lansmanının ardından, Türkiye yollarındaki yerini almaya hazır.
Sportif üst sınıf sedan, EQS’in tüm temel işlevlerini daha kompakt bir oluşumla sunuyor. Yeni EQE, ilk etapta 292 HP (215 kW) gücündeki EQE 350+ (WLTP’ye göre enerji tüketimi: 18,7-15,9 kWsa/100 km; CO2 emisyonu: 0 gr/km) ve 625 HP (460 kW) gücündeki Mercedes-AMG EQE 53 4MATIC+ versiyonlarıyla satışa sunuluyor. EQE 350+, 292 HP gücündeki elektromotoruyla WLTP’ye göre 613 kilometreye kadar menzil sunabiliyor. Otomobilin üretimi, dünya pazarı için Bremen’de, Çin pazarı içinse Pekin’de yapılıyor.
İlerici lüks ile üst sınıf
Mercedes-EQ’nun tüm karakteristik unsurlarını taşıyan EQE, kavisli hatlar ve önde konumlandırılan kabin tasarımı (Cab-Forward) ile sportif, ‘amaca yönelik bir tasarım’ sunuyor. Duyusal saflık; cömertçe şekillendirilen yüzeyler, azaltılan ek yerleri ve kesintisiz geçişlerle yansıtılıyor. Ön ve arka tampon-tekerlek mesafesi kısa tutulurken, arka kısımda keskin bir spoyler ile dinamizm destekleniyor. Gövdeyle aynı hizada olan 19 ila 21 inçlik jantlar, kaslı omuz çizgisiyle birlikte EQE’ye atletik bir görünüm kazandırıyor.
Elektrikli otomobillere özgün tasarım
Yenilikçi farlar ve siyah radyatör ızgarası Mercedes-EQ neslinin yeni üyesi EQE’ye atletik bir yüz kazandırıyor. Sadece benzersiz bir görünüm sunmakla kalmayan siyah radyatör ızgarası aynı zamanda ultrason, kamera ve radar gibi sürüş destek sistemlerinin çeşitli sensörlerine ev sahipliği yaparak önemli bir sorumluluk da üstleniyor. Aracın karakteristik tasarımını yansıtan gündüz LED’lerine ek olarak gece sürüşünüze destek olan DIGITAL LIGHT farlar standart olarak sunuluyor.
Çarpıcı dış tasarım
Çerçevesiz, coupé benzeri kapılara sahip aerodinamik siluet ve yüksek, güçlü omuz çizgisi, özgün tasarım öğesi olarak öne çıkıyor. Aerodinamik ve aeroakustik olarak optimize edilen yan aynalar omuz çizgisine sabitleniyor. Krom vurgular, camların yay çizgisiyle tasarım ve silueti tamamlıyor.
Geniş iç mekân
EQS’e göre daha kompakt olarak tasarlanan EQE, 3.120 milimetre ile EQS’ten 90 milimetre daha kısa dingil mesafesine sahip. Yeni EQE, CLS ile benzer dış boyutlar ortaya koyuyor. CLS’ye benzer olarak sabit bir arka cam ve bagaj kapağı bulunuyor. İç boyutlar, örneğin öndeki omuz boşluğu (+27 mm) veya iç uzunluk (+80 mm) açısından güncel E-Serisi’nin (213 model serisi) boyutlarından fazlası sunuluyor. E-Serisi’ne oranla 65 santim daha yüksek oturma pozisyonuna sahip olan EQE’nin bagaj hacmi ise 430 litre.
613 kilometreyi bulan menzil
EQE, 292 HP (215 kW) gücündeki EQE 350+ ve 625 HP (460 kW)’lik Mercedes-AMG EQE 53 4MATIC+ olmak üzere ilk etapta iki farklı versiyonla piyasaya sürülüyor. Mercedes-AMG EQE 53 4MATIC+, Mercedes-AMG’nin elektrikli sürüş performansı için en üst seviyeyi oluşturuyor. EQE 350+’nın bataryası yaklaşık 90 kWsa kullanılabilir enerji kapasitesine sahip olup WLTP’ye göre 613 km’ye kadar menzil sunuyor.
Havalı süspansiyon ve arka aks yönlendirme
Dört kollu ön süspansiyon ve çok kollu arka süspansiyona sahip yeni EQE’nin süspansiyonu, tasarım olarak yeni S-Serisi ile benzeşiyor. EQE, opsiyon olarak ADS+ adaptif süspansiyon sistemine sahip AIRMATIC havalı süspansiyon ile tercih doğrultusunda donatılabiliyor. Standart olarak sunulan arka aks yönlendirme ile EQE, şehir içinde kompakt bir otomobil kadar yüksek manevra kabiliyeti sunuyor. 10 dereceye kadar açıya sahip arka aks yönlendirme ile dönüş çapı 12,5 metreden 10,7 metreye düşürülüyor.
İç mekânda yüksek kaliteli temiz hava
Mercedes-Benz, ENERGIZING AIR CONTROL Plus paketi ve HEPA filtresi ile EQE’de kapsamlı bir hava kalitesi çözümü sunuyor. Sistem, filtre, sensörler, kontrol ekranı ve klimadan oluşuyor. HEPA filtre, yüksek filtreleme seviyesiyle dışarıdan gelen partikülleri, polenleri ve diğer maddeleri hapsediyor. Aktif karbon kaplama, kükürt dioksit ve nitrojen oksitlerin yanı sıra iç mekândaki kokuları da azaltıyor. 2021 yılında Avusturya Araştırma ve Test Enstitüsü (OFI), isteğe bağlı olan bu özelliği sağlayan kabin hava filtresi virüs ve bakterileri uygun şekilde filtrelediği için Mercedes-Benz’i “OFI CERT” ZG 250-1 sertifikasıyla ödüllendirdi.
Ön iklimlendirme özelliği ile sürüş öncesinde içerideki havayı temizlemek de mümkün. Aracın içindeki ve dışındaki partikül değerleri klima ekranında gösteriliyor. Dış hava kalitesi düşük olduğunda, sistem otomatik olarak iç sirkülasyon moduna geçerken yan camları veya açılır tavanı kapatmayı da önerebiliyor.
Elektrikli akıllı navigasyon
Elektrikli Akıllı Navigasyon, şarj durakları da dahil olmak üzere çok sayıda faktöre bağlı olarak en hızlı ve en uygun rotayı planlıyor, sürüş tarzındaki değişikliğe dinamik olarak tepki veriyor. Buna MBUX (Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi) bilgi-eğlence sisteminde mevcut batarya kapasitesinin, şarj olmadan başlangıç noktasına dönmek için yeterli olup olmadığı bilgisinin görselleştirmesi de dahil. Rota hesaplamasında, rotaya manuel olarak eklenen şarj istasyonları tercih ediliyor.
İsteğe bağlı MBUX Hyperscreen ile kokpitte ekran zenginliği
Mercedes-AMG EQE 53 4MATIC+’ta standart olarak sunulan MBUX Hyperscreen ile aracın iç mekânında üç ekran, bir cam panel altında birleşerek tek ekran gibi görünüyor. Bağımsız ara yüze sahip olan 12,3 inçlik OLED ekran, öndeki yolcular için yolculuğu daha eğlenceli hale getiriyor. Sürücünün, yolcunun önündeki ekranına bakıp bakmadığını algılayan kamera tabanlı engelleme sistemi mevcut. Bu durumda sistem, sürücü sürüş esnasında yandaki ekrana baktığında dinamik içeriği sürücü için otomatik olarak karartıyor.
MBUX liderliğini koruyor
Kısa süre önce EQS ile tanıtılan yeni nesil MBUX, EQE’de de yer alıyor ve bilgi-eğlence, konfor ve araç işlevi için çok sayıda kişiselleştirilmiş öneride bulunuyor. Sıfır katmanlı tasarımı sayesinde kullanıcının alt menüler arasında gezinmesi veya sesli komut vermesi gerekmiyor. En önemli uygulamalar, duruma bağlı olarak en görünür alanda sunuluyor. Böylece EQE sürücüsü karmaşık işlemlerden kurtuluyor.
Birçok durumda destek sağlayan sürüş sistemleri
EQE, pek çok işlev ile donatılmış olan yeni sürüş destek sistemine sahip. ATTENTION ASSIST’in hafif uyuklama uyarısı (MBUX Hyperscreen ile) bunlardan biri. Sistem, kamera ile sürücünün göz kapağı hareketlerini analiz ediyor. Sürücü, önünde yer alan ekrandan sürüş destek bilgilerine kolayca ulaşabiliyor.
Verimli güç-aktarma sistemi
Tüm EQE versiyonlarının arka aksında elektrikli güç-aktarma sistemi (eATS) bulunuyor. 4MATIC versiyonlarında ayrıca ön aksta da bir eATS bulunuyor. Elektromotorlar, sürekli tahrik edilen senkron motorlar PSM ile AC motorun rotoru kalıcı mıknatıslarla donatılıyor, böylece güç desteğine gerek kalmıyor. Bu tasarım, yüksek güç yoğunluğu, verimlilik ve güç sabitliği gibi avantajlar sunuyor. Arka akstaki motorda uygulanan ve her biri üç fazlı iki sargıdan oluşan altı fazlı tasarım, güçlü bir yapıyı beraberinde getiriyor.
EQE 350+’da lityum iyon batarya on modülden oluşuyor ve 90 kWsa enerjiyi kullanıma sunuyor. Şirket içinde geliştirilen yenilikçi batarya yönetimi yazılımı, servis güncellemelerine izin veriyor. Böylece, EQE’nin enerji yönetimi yaşam döngüsü boyunca güncel kalıyor.
Yeni nesil bataryada, hücre kimyasının sürdürülebilirliği açısından önemli bir adım atıldı. Optimize edilen aktif malzeme, 8:1:1 oranında nikel, kobalt ve manganezden oluşuyor. Bu, kobalt içeriğini yüzde 10’un altına düşürüyor. Geri dönüşümün optimizasyonu, Mercedes-Benz batarya stratejisinin önemli bir ayağını oluşturuyor.
Sürekli yüksek performans ve kesintisiz hızlanma, EQE’nin sürüş felsefesini karakterize ediyor. Gelişmiş güç-aktarma sistemi, enerji geri-kazanım gibi farklı enerji verimliliği çözümlerini bünyesinde barındırıyor. Yüksek voltajlı batarya, aşırı çalışma veya fren modunda mekanik dönme hareketinin elektrik enerjisine dönüştürülmesiyle şarj ediliyor. Sürücü, yavaşlamayı üç aşamada (D+, D, D-) ayarlayabiliyor ve ayrıca direksiyon simidinin arkasındaki kulakçıklarla süzülme işlevini manuel olarak seçebiliyor veya DAuto modunu da kullanabiliyor.
ECO Assist duruma göre optimize edilmiş iyileşme sunuyor. Yavaşlama en verimli sürüşü sağlamak üzere yoğunlaşıyor veya azalıyor. Ayrıca önde tespit edilen araçlar için reküperatif yavaşlama da uygulanıyor. Reküperatif yavaşlama, örneğin trafik ışıklarında aracı durdurarak sürücüyü destekliyor. Frene basmak zorunda kalmayan sürücü, kelimenin tam anlamıyla tek pedallı sürüşün keyfini sürüyor.
Yüksek akustik ve titreşim konforu ile kontrast ses deneyimleri
Bagaj kapağına sahip bir sedan olarak EQE, gürültü, titreşim, rijitlik gibi üst düzey NVH (Gürültü/Titreşim/Rijitlik) konforu sunmak üzere gelişmiş çözümlerle donatılıyor. Elektrikli güç-aktarma sisteminde (eATS), mıknatıslar ve rotorların içinde NVH (Gürültü/Titreşim/Rijitlik) için optimize edilen çözümler kullanılıyor. Ayrıca, eATS’nin her yerinde NVH (Gürültü/Titreşim/Rijitlik) örtüsü şeklinde özel bir köpük bulunuyor.
Son derece etkili yay/kütle bileşenleri, ön camın altındaki traversten bagaj tabanına kadar kesintisiz ses yalıtımı sağlıyor. Ham gövde aşamasında çok sayıda taşıyıcıya akustik köpükler yerleştiriliyor.
EQE ile sürüşler, akustik bir deneyime dönüşüyor. Burmester® 3D surround ses sistemi, EQE Silver Waves ve Vivid Flux olmak üzere iki ses ortamı sunuyor. Silver Waves duyusal ve temiz bir ses sunarken EV meraklılarına yönelik Vivid Flux, kristalimsi, sentetik ancak insani bir ses sunuyor. Ses deneyimleri merkezi ekrandan seçilebiliyor veya kapatılabiliyor.
İleri seviyede pasif ve aktif güvenlik
Özellikle kaza güvenliği olmak üzere “Bütünsel Güvenlik İlkeleri” her zaman geçerli. Diğer tüm Mercedes-Benz modelleri gibi, EQE de sağlam bir yolcu kabinine, özel deformasyon bölgelerine ve PRE-SAFE® dahil, modern güvenlik sistemlerine sahip.
EQE’nin tamamen elektrikli bir platform üzerinde yükseliyor olması, güvenlik konsepti için yeni tasarım olanakları da sağlıyor. Örneğin, alt gövdede çarpmaya karşı korumalı alanda batarya montajı için uygun bir alan bulunuyor. Ayrıca büyük bir motor bloğu olmadığından, önden çarpışma davranışları daha da iyi modellenebiliyor. Standart çarpışma testlerine ek olarak, aracın çeşitli ek yük durumlarındaki performansı doğrulandı ve Araç Güvenliği Teknoloji Merkezi’nde (TFS) kapsamlı bileşen testleri yapıldı.